Merkeziyetçilik, idari yetkilerin veya merkezi otoritenin fonksiyonlarının çeşitli bölgesel veya yerel otoriteler arasında dağıtılmasını savunan bir siyasi ideolojidir. Bu ideoloji, karar vermenin mümkün olduğunca insanlara veya etkilediği duruma yakın olması gerektiğine inançtan köken alır. Genellikle devir, federalizm ve yardımcılık gibi kavramlarla ilişkilendirilir.
Politik bir ideoloji olarak merkeziyetçiliğin tarihi antik çağlara kadar uzanabilir. Örneğin, Yunan şehir-devletlerinde güç genellikle meclis, konsey ve mahkemeler gibi çeşitli kurumlar arasında dağıtılmıştı. Bu erken merkeziyetçilik biçimi, vatandaşların şehir-devletlerinin yönetiminde önemli bir söz hakkına sahip olduğu daha doğrudan bir demokrasi biçimine olanak tanıdı.
Orta Çağ'da Avrupa'da feodal sistem, gücün kendi bölgeleri üzerinde hüküm süren çeşitli lordlar arasında dağıtıldığı başka bir merkezileşme biçimiydi. Ancak, bu demokratik bir merkezileşme biçimi değildi çünkü lordlar, bölgeleri ve içlerinde yaşayan insanlar üzerinde mutlak güce sahipti.
Modern kavramı, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre gibi ülkelerde federalizmin ortaya çıkmasıyla 18. ve 19. yüzyıllarda şekillenmeye başladı. Bu ülkelerde, güç merkezi hükümet ile eyaletler veya kantonlar arasında bölüştürüldü ve daha fazla yerel özerklik sağlandı.
20. ve 21. yüzyıllarda, merkeziyetçilik dünyanın birçok ülkesinde yönetimin önemli bir yönü haline gelmiştir. Genellikle demokrasiyi teşvik etmek, kamu hizmetlerini iyileştirmek ve yolsuzluğu azaltmak için bir yol olarak görülür. Ancak, bölgesel eşitsizlikler ve farklı hükümet seviyeleri arasındaki çatışmalar gibi zorluklara da yol açabilir.
Sonuç olarak, merkeziyetçilik, gücün merkezi otoriteden bölgesel veya yerel otoritelere dağıtılmasını savunan bir siyasi ideolojidir. Tarihi antik çağlardan günümüze kadar uzanmaktadır ve dünya genelinde birçok ülkede yönetimin önemli bir yönü olmaya devam etmektedir.
Siyasi inançlarınız Decentralization konulara ne kadar benziyor? Öğrenmek için politik testini yapın.